Müzik
yapmaktan keyif aldığı her halinden belli dört kardeşten kurulu İsviçreli grup
77 Bombay Street. Babylon sahnesinde pop’la folk’u buluşturdukları
şarkılarını çalıp söylemeden evvel Buchli kardeşlerin en büyüğü Matt ile konuştum.
İsviçrelisiniz, grubun
ismi Avustralya’da geçirdiğiniz yıllardan, orada yaşadığınız sokaktan geliyor,
ama içinde Bombay şehrinin adı geçiyor. ikinci albümünüz ‘Oko Town’, ismen
Nijerya’nın Okoh şehrini çağrıştırıyor. Kısa bir dünya turu gibi. Hepsi nasıl
bir araya geldi merak ediyor insan.
İyi
soru, tüm bu isimleri seçerken kafamız epey güzeldi! Şaka bir yana,
Avustralya’da geçirdiğimiz günler çok güzeldi. Bombay Sokağı’nda hoş bir yerde
yaşıyorduk. Grubu kurarken de hem o günler yadedelim istedik, hem de 77 Bombay
Street isminin kulağa ilginç gelebileceğini varsaydık.
‘Oko Town’da da
yaşamadınız ama, değil mi?
Hayır,
o Simri’nin (bas gitarist) gördüğü bir rüyadan çıktı. Oko diye fantastik bir
kentte yaşıyormuş rüyasında. Albüme ‘Oko Town’ ismini verdiğimizde Nijerya’daki
şehirden haberimiz bile yoktu.
Dört kardeş bir
grup kuruyor, yollara düşüyor, tüm vaktini bir arada geçiriyor... Hiç
birbirinizden sıkıldığınız olmuyor mu?
Müziği
seviyoruz. Birlikte müzik yapmayı seviyoruz. Şarkılarımızı insanlara ulaştırıp
onları mutlu etmeyi seviyoruz. Şimdiye dek olan biten her şey sadece ve sadece
heyecan vericiydi.
Grup adına bir
karar almak gerektiğinde nasıl bir sistem işliyor? Demokratik bir sistem mi,
yoksa büyük kardeş son sözü söyler sistemi mi?
Grubun
bir lidere ihtiyacı olduğuna daha birkaç ay önce karar verebildik. Bu göreve de
en büyük kardeş olarak ben getirildim!
Turnede olmaktan,
sahnede şarkılarınızı çalmaktan çok, hatta belki çoktan da öte, keyif
aldığınızı görüyoruz sosyal medya hesaplarınıza şöyle bir göz attığımızda.
Zamanla
sahnede geçirdiğiniz her ânın tadını çıkarmak gerektiğini öğreniyorsunuz. Çünkü
ne vakit sona ereceğini hiç bilemezsiniz. Eğer biz sahnede eğleniyorsak, bizi
dinlemeye gelenler de eğlenecektir... En azından öyle umuyoruz.
Grubun ilk
günlerinden beri giydiğiniz üniformalar dikkat çekici, bir bakıma 77 Bombay
Street’in sembolü gibi...
İlk
single’ımız ’47 Millionaires’ İsviçre’de piyasaya çıkmak üzereydi. Single’ın
kapağında şarkının adına uygun düşecek şöyle ‘zengin’ bir görüntü vermek
istiyorduk. Bu üniforma fikri ortaya çıktı. Bayıldık.
Günümüz popüler
müzik dinleyicisi şarkılarının gücünü akustik enstrümanların baş köşede olduğu
folk müzik estetiklerinden alan Mumford and Sons, The Lumineers gibi grupları
çok sevdi. Büyük satış rakamlarına ulaştılar. Sizin de aynı kategoride
değerlendirilebileceğinizi düşünerek soralım, sizce nedir bu popülerliğin
sebebi? Neden şimdi?
İnsanlar
‘el yapımı’ müziğe özlem duyuyor. Sahnedeki müzisyenlerin ter içinde
kaldıklarını görmek istiyorlar. Sahnede gerçek bir enstrümanı nasıl
çaldıklarını görmek istiyorlar.
Herhangi bir
dönemde, yılda yaşama şansınız olsaydı, ne olurdu tercihiniz?
60’lara,
60’larda yapılan müziğe hayranız. O yıllara bir gidip neyi nasıl yaptıklarını
bizzat görmek eğlenceli olurdu. Ama sanmayın ki 2014’te olmaktan yana
sıkıntılıyız.
Türkiye’deki ilk
konseriniz olacak bu.
Dört
gözle bekliyoruz konseri. İlkler her daim güzeldir derler, o yüzden bu konserin
de özel bir deneyim olacağını düşünüyoruz. Akşam bizi dinlemeye gelecek herkesi
müziğimizle tek tek ikna etmek var aklımızda. Böylece başka bir zaman, başka
bir konser için yine davet edilebiliriz belki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder