25 Ağustos 2010 Çarşamba

-- Placebo - Covers [EMI, 2010]

2003 albümleri Sleeping With Ghosts’un ekürisi olarak snırlı sayıda Placebo dinleyicisiyle buluşan şarkılar şimdi bir kez de kendi başlarına Covers adı altında tekrar satışta. Velvet Goldmine soundtrack’inden T-Rex yadigarı glam marşı “20th Century Boy”, The Smiths cover’ı “Bigmouth Strikes Again”, Tori Amos kıskandıran Kate Bush cover’ı “Running Up That Hill” ve Sinead O’Connor’un ilk icraatlarından iç burkucu “Jackie” bu toplamanın eskimek bilmeyen güzellikleri. İlginçtir, albüm Placebo’nun eski plak şirketi Virgin/EMI tarafından gruba danışılmadan, hatta haber bile verilmeden piyasaya sürülmüş. Bu ağız tadı bozan küçük(!) ayrıntıyı görmezden gelebilenler ve daha önce mevzu bahis şarkıları herhangi bir şekilde edinememiş olanlar için kaçırılmayacak fırsat.

Billboard Türkiye'den

16 Ağustos 2010 Pazartesi

-- Bozmayın Çekiyorum #17

 
Sylvester Stallone, Susan Anton ve Andy Warhol. Yıl 1980. (GQ dergisinden)
fotoğraf: Ron Galella/WireImage

12 Ağustos 2010 Perşembe

Marina & The Diamonds - Family Jewels (Warner, 2010)

Başımızın tatlı belaları, sözünü sakınmayan, kendi şarkılarını kendileri yazan genç hanımlara bir yenisi daha eklendi!
Marina Diamandis (Marina & The Diamonds kendisinin sahne ismi) de tıpkı Lilly Allen ve Katy Perry gibi ama onlardan daha az sansasyonel sözcüklerle, kafasını kurcalayan ne varsa her birini -istinasız- dile getirmekten çekinmiyor. Bir bakıyorsunuz burlesk bir kabare şarkıcısı (Amanda Palmer mi dediniz?) edasıyla, bir bakıyorsunuz tüm hayatını Kate Bush / Tori Amos albümleri arasında geçirmişcesine söylüyor şarkılarını. Arada, mesela “Obesessions” ile, Florence And The Machine’ye göz kırparken bir taraftan da örneğin “I’m Not A Robot” ile gönlünce Fever Raycilik oynuyor.
Sonuçta ne yapıp ediyor, ‘yılın en iyi albümleri” listelerine şimdiden rezervasyon yaptırmayı yeteneğinin hakkıyla beceriyor.

8 Ağustos 2010 Pazar

-- Hindi Zahra - Handmade (EMI, 2010)

Fas doğumlu Hindi Zahra’nın Fransa ikametli, Londra istikametli bir hikayesi var. Yazdığı şarkılar da bu çok kültürlü yolculuğun tam da birer yansıması gibi. Peşinden epeyce plak şirketini koşturup en sonunda efsanevi caz markası Blue Note’da karar kılmış Zahra ilk albümü için. Anladığımız kadarıyla şirket de kendisine bir nevi Fransız usulü yeni Norah Jones muamelesi yapmış. Ülkemizde dinleyicisini hemen bulan o kahve (sütlü ya da sütsüz o size kalmış) eşlikçisi albümlerden biri var elimizde. “Beautiful Tango”, “Stand Up” ve “Kiss & Thrills”in başını çektiği 11 “el yapımı” beste, ışık hızıyla akıp giden modern dünyaya arada “dur!” diyebilmek, küçük bir mola verebilmek için biçilmiş kaftan.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

-- ACİL SERVİS - Dur, Bekle (SWF/EMI, 2010)

Nekropsi usulü bir kelam ederek başlayalım: “14 yılda bir yayınlanır”.
Değirmenlere karşı “cesurca” durabilen isimlerden biri olarak hafızalarımıza kazılı Acil Servis. Türkçe rock olur mu olmaz mı tartışmalarına “bal gibi de olur” cevabını verebilmemizi sağlayan albümlerden birini; Küçük Adam’ı dinleyeli ve “o Temmuz akşamı”nın peşine düşeli tam 14 yıl olmuş.
Şimdi nihayet bir ikinci albüm ile tekrar aramızdalar. Ertan Kızıltan’ın güçlü sesini, Emre Karabulut’un işinin ehli blues dokunuşlarını dinleyebilmek hala müthiş keyifli. Albümün geneline hakim olan duygusal, biraz sitemkar biraz da kırılgan ruh hali ancak Tango ritimli “Sarhoş” ya da Kızıltan’ın Ian Gillan’ı aratmayan çığlıklarıyla dikaktimizi hemen çeken “Geçmiş Olsun” gibi şarkılarda değişiyor. Albümün belki de en sönük anları Pentagram’ın “Sonsuz”unu fazlaca çağrıştıran vokal melodisi ve günü yakalama niyetini epeyce belli eden nakaratıyla klip şarkısı “Yanıma Gel” de yaşanıyor. En güzel anlarıysa “Aşkla İşin Olmaz” ve “Dur, bekle…”de.
Elimizde gayet iyi yazılmış, çalınmış ve kaydedilmiş, her şeyi yerli yerinde bir rock albümü var. İlgi göstermemek olmaz.

(Billboard Türkiye'den)

4 Ağustos 2010 Çarşamba

-- Karen Elson: Eş Durumundan Torpilli

Billboard Türkiye Temmuz sayısından... 

Jack White iyice proje adamı oldu çıktı. White Stripes’tan arta kalan her dakikasını yine müzik yaparak geçiriyor. Bir yandan The Kills’in güzeli Alison Mosshart’lı gotik blues grubu Dead Weathers’la yepyeni bir albümü şu günlerde tanıtmakla meşgulken bir yandan da 2005 yazında evlendiği “çocuklarının annesi” Karen Elson’un ilk solo albümünü yayımlıyor sahibi olduğu Third Man Records’tan.
Elson’un müzikli hayatı, gezici çingene kumpanyalarını anımsatan kabare grubu The Citizens Band’in şarkıcılarından biri olarak sahneye çıkmasıyla “resmen” başlıyor. Ama Elson’un sesini kullanmaktaki mahirliği esas, New York’un hareketli rock hayatının gözdelerinden Cat Power ile düet yaptığı Türkçe karşılığı “Seni Seviyorum… ben de hiç”e tekabül eden “Je t'aime... moi non plus” isimli Serge Gainsbourg klasiği sayesinde dikkatleri çekiyor. Bir yandan gitar çalıp, besteler yapan İngiliz güzel, işi “evde hali hazırda yetenekli bir de müzik adamı varken neden bir albüm kaydetmeyelim” safhasına kadar getiriyor.
Lisede kendisine takılan isme nazire yapan adıyla ilk Karen Elson albümü The Ghost Who Walks’ta Jack White hem prodüktör olarak hem de davul setinin arkasındaki müzisyen olarak hazır buluyor. Patti Smith’in oğlu, White Stripes’in diğer yarısı Meg White’ın beyi Jackson Smith ise gitarları üstlenmiş. The Citizens Band’in performanslarındaki havayı albüme de yansıtan ekip, Amerikan country / folk şarkılarını, Kurt Weill bestelerini, Velvet Underground’un Nico’lu çalışmalarını ve tabii White Stripes külliyatını bol bol anımsatan şarkılara imza atmış. Hani o tam olarak hangi yıla ait olduğunu kestiremediğimiz albümlerden birine.
İki çocuk annesi Karen Elson çıkan sonuçtan gayet memnun: “Bir model olarak hep başkalarının insafına kalan bir hayatım oldu. Hiçbir şeyi kontrol edemediğim bir hayat. Ama bir albüm kaydetmek, her şeyi kendi istediğim gibi yapabilmek benim için müthiş bir fırsattı. Benim dünyam, benim şarkılarım, benim kurallarım!



link vermeden olmuyor malumunuz: www.karenelson.com